Tüp bebek tedavisi, erkekte sperm azlığı veya yokluğu, kadında tüplerin tıkanıklığı gibi durumlarda uygulanırken, günümüzde özellikle kadın yaşının ilerlemesiyle birlikte biliyoruz ki yumurta sayısı, yumurtalıklardaki yumurta hücresi sayısı azalıyor. Ve yine bir gerçek ki artık kişiler biraz daha ileri yaşlarda evleniyorlar, yuva kuruyorlar ve bebek sistemlerini de çeşitli sebeplerden dolayı, yani öğretim, ekonomik durum gibi nedenlerle biraz daha ötelemiş oluyorlar ileri yaşlara. Dolayısıyla doğa değişmiyor, yani 30'lu yaşlardan itibaren kadında yumurta hücresi sayısı azalmaya başlıyor.
Örneğin, küçük bir bilgi: Bir kız çocuğu doğduğunda 2 milyon civarında bir yumurtayla doğuyor. Bu üreme çağına başlatan puberte veya ergenlik dönemi dediğimiz 12-13 yaşlarına geldiği zaman bu sayı 400 bine iniyor ve sonra giderek hızlıca azalıyor. 30'lu yaşlara geldiğimizde doğumdaki elimizdeki yumurtaların sadece %10-15'i kalmış oluyor. Bu yaş 35-37 şeklinde gittikçe de tabii yumurtalar daha çok azalıyor.
Şimdi düşünelim ki 39-40-41 yaşındaki bir kadın geldi ve bizden bebek istiyor. 40 yaşını geçmiş bir kadında bebek sahibi olabilme ihtimali %2-5 arasında değişiyor. 40 yaşını geçmiş olan kadınlarda tüp bebek yaptığımızda da gebelik oranımız bunun yaklaşık olarak 10 katı, yani %20'ler civarında, belki en fazla ama. Dolayısıyla kadın yaşı ilerledikçe bizim sıkıntımız şurada: Yumurta hücresinin sayısı azalıyor, kalitesi azalıyor ve yine halkımız çok iyi bilir, kromozom yönünden sakat ve sorunlu hücreler artıyor.
O zaman biz bu hastalarda ne yapacağız? Bunları iki gruba ayıracağız:
35 yaş altında tabii yumurtayla karşılaşabilme, yani sayının artması veya kaliteli yumurtayla karşılaşabilme şansımız hâlâ var ama 35 yaş üzerinde risk giderek arttığı için çok iyi bir yönetim gerekiyor. Çok zaman kaybetmeden tüp bebeğe geçmek gerekiyor.
Tabii tüp bebekte de bazı özellikler var: Bu yumurtalık rezervi azalmış olan kadınlarda yüksek doz ilaç kullanmamak lazım. Yani bugün artık kabul ediliyor ki 300 ünitenin üzerine geçmenin hiçbir faydası yok. Zorlamanın hiçbir faydası yok.
Birincisi, demek ki doğru ilaçları seçeceğiz.
İkincisi, kombine tedaviler yapacağız. Yani yanına büyüme hormonu ekleyebiliriz. Adjuvan tedaviler dediğimiz, androjenik içeriği olan birtakım tabletler ekleyebiliriz. Aromataz inhibitörleri ekleyebiliriz, vitamin destekleri verebiliriz. Bunlara ek olarak da yine tüp bebek ilaçlarımızı kullanabiliriz.
Ama çok ilginç bir şey daha: Bir siklusta, yani bir dönemde iki tüp bebek birden yapabiliriz. Yani bir adetin olduğu dönem yumurta topluyoruz, sonrasında bir de yumurtayı topladıktan sonra hâlen yine yumurta olabilir. Dolayısıyla bir kerede iki tüp bebek yaptığımızda elimizde daha çok yumurta oluyor. Bizim elimizde ne kadar çok yumurta olursa, onları beşinci güne getirip genetiğine bakabilme şansımız oluyor. Böylece ileri yaş gebeliklerinde genetikli tüp bebek başarıyı artırıyor. Elimizde tabii ne kadar çok sağlıklı yumurta varsa, o kadar çok embriyo olacak, o kadar çok da sağlıklı embriyo olacak.
Biz 35 yaş altında iki uygulamada eğer gebelik elde edememişsek artık iki civarında embriyo verebiliyoruz. Yine 35 yaş üstünde gebelik ihtimalini artırmak için iki tane embriyo transferi yapılabiliyor. Dolayısıyla bu hastalarda tekli embriyo transferi yapmamak lazım. İki tane embriyo kullanmamız gerekiyor.
Özetle, yumurtalık rezervini çok iyi değerlendirmemiz lazım. Yumurtaların sayısına bakmamız lazım. Antimüllerian hormona bakmamız lazım. FSH, tiroid, prolaktin hormonlarına bakmamız lazım. Bütün bunlardan sonra eğer biz yumurtalıktaki hücre sayısının azaldığına kanaat getiriyorsak, gerekirse PRP'den de yardım alarak bir an önce zaman kaybetmeden, özellikle mümkünse genetikli tüp bebeğe geçmemiz gerekiyor.